yakalamak

yakalamak
-i
1. 抓, 抓住, 捉住; 捕获: balık \yakalamak 捉鱼 kuş \yakalamak 捉鸟 Kardeşim uçan kelebeği yakaladı. 我弟弟捉住了一只在飞的蝴蝶。üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. 我把三根细树枝合在一起紧紧地抓住不放。
2. 逮住, 抓获, 逮捕: Karşısına korsanlar çıkmış, yakalamışlar. 他遇到了一伙强盗, 他们抓住了他。Polisler hırsızı yakaladı. 警察抓住了小偷。İşte seni yakaladım. 你还是落到了我手中。
3. 找到, 找出, 查出: Yanlışın nerede olduğunu yakaladım. 我找到了错误在什么地方。
4. 拦阻, 阻挡, 截住, 不放行: Bu defa Tevfik'i dükkanın kapısında yakaladılar, aynı şeyi açtılar. 这次他们在小店门前截住泰夫菲克, 给他讲述了同一件事情。
5. 突然遇上, 突然遇到; 陷于…之中: Yağmur bizi yolda yakaladı. 我们在途中遭了雨。
6. 追究责任, 拿…试问: Ben başkasını değil, seni yakalarım. 我不管旁人, 就追究你的责任。
7. 转́ 弄清楚, 弄明白: Kız onun zayıf damarını yakalamıştı. 姑娘弄清楚了他的不足之处。
8. 发觉, 觉察(出), 注意到, 看出来: bakışını \yakalamak 觉察出…人的目光

Türkçe-Çince Sözlük. 2014.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • yakalamak — i 1) Bir kimseyi veya bir şeyi elle tutmak Üç ince dalı birleştirerek sıkıca yakaladım. R. H. Karay 2) Kaçan kimseyi ele geçirmek, derdest etmek 3) Bir kimsenin gitmesini engellemek, durdurmak Bu defa Tevfik i dükkânın kapısında yakaladılar, aynı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • zayıf yerinden yakalamak — güçsüz, eksik ve yanlış bir tutum ve davranışı yüzünden zor durumda bırakmak Kendisini en zayıf yerinden yakalamak istediğinden şüphelenir gibi. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gagasından yakalamak — bir kimseyi karşı koyamayacak duruma getirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kelepir yakalamak — bir şeyi çok ucuza almak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kıskıvrak yakalamak (veya bağlamak) — 1) kurtulamayacak veya çözülemeyecek biçimde tutmak, sımsıkı tutmak 2) mec. tamamen etkisi altında kalmak, bir şeyle sürekli meşgul olmak Amma yalnız bu olmadı, benim muhayyilemi kıskıvrak bağlayan şey, bir başka tecrübe daha ömrüm boyunca beni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • can damarından yakalamak — 1) konuya en önemli yerinden yaklaşmak 2) birinin en zayıf noktasından yararlanmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • frikik yakalamak — argo bilerek veya bilmeyerek gereğinden fazla açılmış olan göğüs, bacak gibi vücudun belirli bölümlerini görmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çağı yakalamak — çağın gerektirdiği gelişmişlik düzeyine ulaşmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yalanını yakalamak (veya tutmak) — bir kimsenin yalan söylediğini anlamak Yalanını yakalamış gibi başını salladı. Ya o mukaddes sular? Onlara ne diyeceksiniz azizim? Ö. Seyfettin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • burnundan yakalamak — (birini) birini yönetimi altına almak, kaçamak bulamayacağı duruma getirmek Muhasebe ile defter tutma işlerini de üzerine aldığından milleti burnundan yakalamıştı. T. Dursun K …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derdest etmek — yakalamak Bu iddiayla yola çıktılar mı Millî Kongre yi basarlar, Esat Paşa yı derdest ederler. A. İlhan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”